koopbis.com kooperatifçilik konusunda doğru bilgilendir..
Önemli örnekler ve uygulamaları paylaşıyoruz
Kooperatifler konusunda bir çok makale ve yayın bulunmaktadır. Ancak bunların bir çoğunda gözlemlenen temel eksiklik, kooperatiflerin 3 ayrı bakanlık çatısı altında organize edildikleri için adeta fili tanımlarcasına herkesin konuya hakim olduğu düşüncesine kapılmasıdır.
Kooperatifler yapı kooperatiflerinden ibaret değildir. Ancak ülkemizde en yaygın tür yapı kooperatifleri olduğu için, bu tür özelindeki yazışma örneklerini sizlerle paylaşıyoruz.
İç Yazışma ÖrnekleriE-Kooperatif
Kooperatifçilik Konusunda Destek Veriyor
E-kooperatif üyelerin farkındalıklarını arttırarak onları daha bilinçli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu açıdan kooperatifçilik içerikleriyle üyeler, kooperatifin nasıl kurulduğu, nasıl idare edildiği ve devamlılığın nasıl sağlandığı konuları hakkında bilgi sahibi olurlar böylece herhangi bir mağduriyet yaşadıklarında haklarını arama durumunda kendilerini daha kolay savunabilirler. E-kooperatif sayesinde üyeler kooperatifle ile ilgili her türlü kanun, madde ve değişiklikleri öğrenmiş ve takip edebilir hale gelebileceklerdir. Ayrıca E-kooperatif üyelere kooperatif içinde farklı alanlarda çalışma fırsatı da kazandırmaktadır.
Konut Yapı Kooperatifi Örnek Ana sözleşmesinin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılma şekil ve şartlarına yer verildiği gibi, ortakların bu maddede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamayacağı ve haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamayacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Söz konusu hüküm karşısında ortaklıktan çıkarılma kararı kesinleşmeden konutun bir başkasına verilmesinin yasal olmadığı, ayrıca bir ortağın ihraç işleminin sonucu beklenmeden tekrar ortaklıktan çıkarılması hususunda yasada engelleyici bir hüküm bulunmamakla beraber, böyle bir işlemin iyi niyet esasları ile bağdaşmayacağı, dolayısıyla ihraç işlemi ile ilgili sonucun beklenmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 56. maddesinde;
“Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiçbir ad altında başkaca ödeme yapılamaz.” denilmektedir.
Buna göre, yönetim kurulu üyeleri yaptıkları hizmetler nedeniyle, Kanunun anılan maddesinde öngörülen imkânlara kavuşturulmuş bulunmaktadır. Bunun dışında kalan hususlarda bir yönetim kurulu üyesi ile kooperatif ortağı arasında her hangi bir fark görülmemekte, diğer ortaklar gibi aynı hak ve yükümlülüklere sahip olunmaktadır.
Kanun ve Ana sözleşmelerde, yönetim kurulu üyelerine kura çekimine tabi tutulmadan tercihli daire seçme hakkının verilmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, böyle bir uygulama 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik kuralına aykırılık teşkil edecektir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesinde öngörülen bu kural emredici nitelikte olup, kura çekimi işlemlerinde de uygulanması gerekmektedir.
Üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir. Yapı kooperatiflerinde genel kurul toplantılarına katılmak için bu şart aranmaz. Dolayısıyla, yapı kooperatiflerine ortak olanlar hemen, diğer kooperatiflerdeki ortaklar ise ortaklığa kabul tarihinden itibaren üç ay sonra genel kurul toplantılarına katılma hakkını kazanırlar.
Medeni haklarını kullanma yeterliliğine sahip gerçek kişiler ile 1163 kooperatifler kanununda sayılan tüzel kişiler kooperatif ana sözleşmesini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvurur. Yönetim kurulunca alınacak kararı müteakip ortaklık sıfatı kazanılır.
Bir yapı kooperatifi en az 7 gerçek ve/veya 1163 sayılı Kooperatifler kanununda belirtilen tüzel kişilerce kurulur.
Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder. Dair halinde eski kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19. maddesine göre, kooperatife giren her şahıstan en az bir ortaklık payı alınması gerekir. Dolayısıyla da bir pay ve bu paya bağlı haklar için kooperatife yalnızca bir ortak alınabilir.
Ancak, Kooperatifler Kanununda ve Konut Yapı Kooperatifi Ana sözleşmesinde, bir pay için birden fazla kişinin ortak olması halinde bu kişilerle kooperatif arasındaki ilişkinin nasıl yürütüleceği konusunda açık hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, 1163 Sayılı Kanunun 98. maddesi atfıyla Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ilişkin 400. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, ortaklık payı kooperatife karşı bölünemeyeceğinden, bir paya birden fazla kişi ortak olmuş ise, bunlar kooperatife karşı haklarını ortak bir temsilci aracılığıyla kullanabileceklerdir. Ortak bir temsilci tayin etmedikleri takdirde kooperatifçe bunlardan birine yapılacak bildirim hepsi için geçerli olacaktır. Bir paya ortak olan birden fazla kişiden her hangi birisinin ihracı için Ana sözleşmede gösterilen ihraç nedenlerinden birine dayanılması gerekir. Böylece, aynı paya sahip olanlardan birinin ortaklıktan çıkarılıp diğerlerinin ortak olarak kalması ise payın bölünmezliği ilkesine aykırılık oluşturacağından, ihraç işleminin bunları da etkileyeceği sonucuna varılmaktadır.
Ancak, Ana sözleşmede gösterilen ihraç nedenlerinden birine dayanmaksızın salt bir payın birden çok ortağı olamayacağı gerekçesiyle ortaklıktan çıkarılma işleminin uygulanması mümkün görülmemektedir.
Bununla birlikte, gerek 1163 Sayılı Yasanın 19. maddesinde güdülen amaç, gerekse karışıklıkların önlenmesi bakımından bir paya bir kişinin tek başına sahip olunmasında da yarar bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanununun 62.maddesinde "... Ayrıca görevi sona eren yönetim kurulu üyeleri tarafından sorumlulukları altında bulunan para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarının seçimlerin yapıldığı genel kurul toplantı tarihinden itibaren üç iş günü içinde tutanakla yeni seçilenlere teslimi zorunludur" denilmektedir.
Örnek anasözleşmelerde de, yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları görev devir ve teslimleri sırasında sorumlulukları altındaki para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarını bir tutanakla yeni görevlilere teslim etmekle yükümlü oldukları yazmaktadır. Eski yönetim kurulunca bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, yeni yönetim kurulunun yargı organlarına (icra mahkemesine) başvurarak devir ve teslim işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlamaya çalışılması mümkün bulunmaktadır.
Örnek anasözleşmesinin “Ölen Ortağın Durumu” başlıklı ilgili maddesinde; “Ölen ortağın kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde, ortaklık hak ve yükümlülükleri kanuni mirasçıları lehine devam eder. Mirasçıların temsilci tayin etmemeleri ve ortaklığa devam etmek istememeleri halinde, ölen ortağın alacak ve borçları ... nci madde hükümlerine göre tasfiye edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, ölen ortakların kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin etmemeleri halinde, 15. madde hükümlerine göre alacak ve borçlarının tasfiye edilmesi gerekecektir.
Öte yandan, ölen ortakların adreslerinin de bilinemediği durumlarda ortakların, 15. madde uyarınca doğan alacaklarının Bankalarda açtırılacak özel bir emanet hesapta (faiz, altın, fon vs getirisi olacak şekilde) korunması ve kanuni mirasçılarının adreslerine ulaşılması yönünde çaba sarf edilerek, mirasçıların bu alacağı tahsile davet edilmesi gerekir.
Ayrıca, anasözleşmenin 15. maddesi uyarınca, ortaklığı sona erenlerin alacak ve hakları, bunları isteyebilecekleri günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Dolayısıyla, kanuni mirasçıların son isteme tarihinden itibaren beş yıl süre ile alacak ve hakları istememeleri durumunda, ölen ortağın belirtilen alacak ve haklarının kooperatif hesaplarına gelir kaydedilmesi uygundur.
Yönetim kurulu toplantıları yarıdan fazla üyenin katılmasıyla yapılabilmektedir. Dolayısıyla 3 kişilik yönetim kurulunun 2 kişi ile, 5 kişilik yönetim kurulunun 3 kişi ile, 7 kişilik yönetim kurulunun ise (7/2=3,5 >4, 4'ün fazlası 5) 5 kişi ile toplanarak karar alması mümkün bulunmaktadır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 46. maddesi ve bu çerçevede düzenlenen örnek anasözleşmelerde, “Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az yirmi gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, gündeme konulması istenilen hususların “müştereken” gönderilecek bir tebligatla kooperatife bildirilmesi gerektiği açık olmakla birlikte, anasözleşmede sayılan diğer şartların (Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az yirmi gün önce ) yerine getirilmesi durumunda; müştereken tebligatın dışında değişik şehirlerde yerleşik ortaklar tarafından ayrı ayrı yapılacak bildirimlerde yer alacak hususların da, ortakların iradesini yansıtması nedeniyle gündeme alınması gerekmektedir.
Ortaklık payının devri için KK'da yazılı herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, devredecek ve devralacak kişilerin bir A4 kağıdına devir işlemine dair irade beyanlarını "tüm hak ve yükümlülüklerimle devrettim/devraldım" ifadesini içerecek şekilde yaptıkları bir sözleşme yeterlidir. Devrin gerçekleşmesi için, yönetim kurulunun onayı da gerekli değildir.
Örnek anasözleşmelerin “Ortaklığın Devri” başlıklı maddelerinde; “Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenemez.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, kooperatif ortaklığının devredilmesi sebebiyle, devir eden ortağın kooperatife karşı olan tüm hak ve yükümlülükleri, ortaklığı devir alan kişiye geçmektedir.
Dolayısıyla, kooperatifin geçmiş dönemlerdeki iş ve işlemlerinden doğan borçlarının mevcut kooperatif ortakları tarafından karşılanması ve ortaklığı devralan kişilerin de bu döneme ilişkin olarak payına düşen borçları ödemesi gerekmektedir.
Ancak, ortaklığın devri sırasında taraflarca düzenlenen devir sözleşmesinde, ortaklığın devri ile ilgili özel hükümlere yer verilmiş ise, devir alan ortağın kooperatife ödediği geçmiş döneme ilişkin borçları, devir sözleşmesinde yer alan özel hükümler nedeniyle ortaklığı devreden kişiden istemesi de mümkündür.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 43. maddesine göre, "gerektiğinde" denetçiler kurulu, kooperatifin ortağı bulunduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir. Bu çerçevede, kanunda belirtilen "gereklilik" şartları oluştuğunda, denetçiler genel kurulu toplantıya çağırabilirler.
Ortada bir yönetim kurulu var iken ve hesap döneminin ilk altı ayında genel kurulu çağırma süresi dolmamışken denetçiler, "gerekli olması" sebebiyle genel kurulu çağırmazlar. Ancak, hesap dönemini izleyen ilk 6 ay geçmesine rağmen ya da yönetim organının olmaması gibi sebeplerle, denetçiler genel kurulu çağırabilirler.
Bu çağrı denetçiler için "kurul" halinde olmalıdır.
Genel Kurul Olağan ve Olağanüstü olmak üzere 2 şekilde toplanır. Olağan genel kurul toplantısının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve Yılda en az bir defa yapılması zorunludur.
Genel kurulca verilmiş kararların, sonradan başka bir genel kurul kararıyla değiştirilmediği ya da mahkeme tarafından iptal edilmediği sürece yürürlükte olacağı ve uygulanması gerekeceği doğaldır.
Yönetim Kurulu en az 3 üyeden oluşur. Bunların ve yedeklerinin kooperatifin ortağı olması, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 56. maddesindeki şartları taşıması gerekir.
Genel kurul toplantısında bir ortak yazı ile izin vermek suretiyle oyunu ancak başka bir ortağa kullandırabilir. Bir ortak genel kurulda birden fazla ortağı temsil edemez. Ortak sayısı 1000’ın üstünde olan kooperatiflerde anasözleşme ile ortağın en çok 9 olmak üzere birden fazla ortağı temsil etmesi öngörülebilir. Es ve birinci derece akrabalarda temsilde ortaklık şartı aranmaz. (Ortağın; çocuğu, anne ve babası, eşinin annesi babası)