İslam Hukukuna Uygun Kooperatif Sigortacılığı Modeli

İslami finansın tek parametresinin faizsizlik olmadığı, diğer şartların tamamını sağlayan tek tüzel kişilik formunun kooperatif olduğu ve bunun sigortacılık uygulaması hakkında bir değerlendirme yapılmıştır

Kooperatifler, “ortakları arasında karşılıklı yardım, sosyal dayanışma ve kefâlet” araçlarını kullanarak çalışan bir şirket türü olup ülkemiz ve dünyada yaygın bir uygulama alanına sahiptir. Ülkemizde kooperatifçilik uygulaması Osmanlı döneminden başlayan uzun bir geçmişe sahiptir. Kooperatifler günümüzde esas itibariyle 1163 sayılı kanun düzenlenmiştir. Kooperatifler, sigorta şirketleri gibi sosyal dayanışma ihtiyacından doğmuş olmakla birlikte pek çok yönden bunlardan ayrılmaktadır. Sigorta şirketlerinin kâr odaklı olması ve konvansiyonel sigortacılıkta, temin edilen riskin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın, toplanan fonların tamamen şirkete ait olması, sigortaya ihtiyaç duyanlar açısından daha adil çözüm arayışını gündeme getirmektedir. Bu bağlamda İslam hukuku ilkelerine uygun kooperatif sigortacılığı uygun bir model olarak dikkat çekmektedir. İslam hukuku açısından kooperatifin hukuki niteliğini inceleyen müstakil akademik çalışmalar yeter sayıda değildir. Bu nedenle çalışmamızın amaçlarını; İslam hukuku açısından kooperatiflerin hukuki niteliğini belirlemek, kooperatif üzerinden yapılan katılım sigortacılığını İslami Sigortacılık ve İslam Hukuku açısından değerlendirmek ve İslam hukukuna göre uygulanabilir bir kooperatif sigortacılığı yapısı için öneriler getirmek olarak ifade edebiliriz. Bu çalışmada, günümüzdeki kooperatifçilik uygulamalarının mahiyeti ve işleyişi, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) tarafından kabul edilen kooperatif ilkeleri de göz önünde bulundurularak ortaya konulmuş; derneklerden sermaye şirketlerden farkı tahlil edilerek ülkedeki mali istikrar ve katılımı teşviki değerlendirilmiştir. Geleneksel kooperatifçiliğin devamı olarak gelişen, geleneksel kooperatif yapısı ile dijital ekonominin entegre hale geldiği platform kooperatifçiliğinin sunduğu fırsatlar ortaya konularak İslam hukuku açısından kooperatifçilik konusu tahlil edilmiştir. İslam hukukuna uygun olarak işleyen bir kooperatif sigortacılığı sisteminin makâsıdu’ş-şerîa (İslam hukuk felsefesi) ile uyumlu olarak İslami finansın temel ilkeleri olan; karşılıklı rızaya dayalı ticaret; sözleşmelerin gereğine riayet; faizden kaçınma; kumar ve aşırı belirsizlikten kaçınma; haram mal ve sektörlerden kaçınma; haram içeren karma sözleşmelerden kaçınma ilkelerine uyumlu olarak kurgulanabileceği ortaya konulmuştur. Ayrıca günümüzde uygulanan tekâfül sigortacılığı modelinin sermaye şirketi ve kooperatiften farklı olduğu vurgulanmıştır. Kooperatif sigortacılığı modelinde üyelerin katkıları, tekâfülde olduğu gibi teberru olarak değil ivaz olarak değerlendirilir. Bu kapsamda kooperatif ortaklarının verdiği katkılar; belirli bir emek, belirli bir finansal katkı ve kefalettir. Bu katkılara karşılık olarak aldıkları ise; meslek ve geçimlerine dair ihtiyaçlarını daha uygun şartlarda karşılanması, emeği ile doğru orantılı olarak olumlu gelir-gider farkı ve ortak dışı işlemlerden sermaye payları oranında pay alma imkânıdır. Sonuç olarak kooperatif sigortacılığını, sigortacılığı, teâvün, tesanüd ve tekâfül suretiyle referansını bizzat Kur’an-ı Kerim’den alan, taraflar arası rızaya dayalı; ticaret, ahde vefa, faizden sakınma, garar ve kumardan kaçınma, haram mal ve sektörlerden korunma gibi İslam iktisadının temel kurallarına uyumluluk gösteren bir yapıda kurgulanmaya uygundur. Konvansiyonel sigorta şirketleri, risk satılması temeline dayalı iken mütüel/karşılıklı/kooperatif sigortacılığı risk-menfaat paylaşımı temeline dayalıdır. Sigorta şirketlerindeki kâr odaklı işleyişin aksine, bu sistemde, belli bir risk hesabına göre fona yaptıkları ödemenin artan kısmı, riskin tahmin edilenden düşük gerçekleşmesi nedeniyle, fona dahil olanlar arasında dönem sonunda paylaştırılmakta, yani onlara iade edilmekte, zararın daha fazla gerçekleşmesi halinde ise, bunun ilgili paydaşlar tarafından kapatılması yoluna gidilmektedir. Böylece risk-prim dengesi daha adil bir şekilde sağlanmış olmaktadır. Sistemin dayanağı, İslam hukukunun külli kaidelerinden olan “el-harâc bi’d-damân” (kazanç-tazmin sorumluluğu/nimet-külfet dengesi) prensibidir. Bu sistem yardımlaşma ve adil bir iktisat sistemine daha uygundur. İslam hukukuna uygun kooperatif sigortacılığı modelinin Müslüman toplumlarda yaygın olarak güvenle kullanılabilmesi için kooperatif sözleşmesinin İslam akit teorisi ile uyumlu olarak hazırlanması önemlidir. Bu, İslam iktisat sistemine uygun bir ortaklık yapısı olarak tüm dünyada uygulama alanı bulabilecek bir model olarak görülmektedir.